Beykoz

 

… beykoz

yitip giden bir ilçenin arkasından dökülecek ağıta iki gözyaşı..
bir bir yabancılaşıyoruz yürüdüğümüz sokaklarda selamlaştiklarimiz azalmada, çocukluk yaşlarımda dahi beykoza yabancı olduğunu düşündüğüm beykoz konakları! hiçte haksız degilmişim hatırlarsın, Osmanlı bankası gibi adı bizim ama sahibi ingiliz, tıpkısının aynısı konaklarda adı bizim ama sahipleri Beykozlu değil yada buraya ait olamamışlar, bilselerdi ördükleri zihinsel duvarların yuksekligini yapmazdilar betondan duvarları belkide… birde bizim deri kunduramız vardı, ordan üretilen ayakkabıyı giymenin ayrıcalıklı olduğu doneme de yetistim ben… ( yaşlanıyormuyum ki ben….) “kit” denen batık fabrikalardan biriydi bir çoğu gibi kendi sonunu kendi getirdi, çok üzülmüştüm kapanmasına çok… sonra bir haller oldu satıldı hemde şahsa satıldı! nasıl olur demeye fırsat bile olmadı duydugumuzda alan almış satan satmıştı… o bizim olan deri kundura bize uzak olmuş, yabancı olmuş, len bizimdi orası bizim! sahibi parasını vermiş almış hakkıdır lakin keşke deri kundurayı Beykozdan taşımasaydı, satın aldı alıp götürdü, her gün bir şeyler oluyor ama Beykozda değil Beykozun haberi bile yok… zaten Beykozun kendide yok davetliler arasında orası uzak bir oldu Beykozdan çok uzak… keşke görmeseydi alan deri kundurayı Beykozdan…
kim bilir imkan olur bir gün deri kundura Beykoza geri gelir tekrar fabrika olarak değil ama bir sosyal yaşam alanı olarak kim bilir… Beykozlu olupta deri kundurayla alakalı anısı olmayan kim var?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BAYRAM ÇEVİK kimdir?

Bir Mimarın Deprem notları…

Deprem !